Büyük Önder Atatürk ESOGÜ’de Anıldı

Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 83. yıl dönümünde tüm yurtta olduğu gibi Üniversitemizde de anıldı.

Anma programı üniversite akademik ve idari personeli ile öğrencilerin de katılımlarıyla, Rektör Prof. Dr. Kemal Şenocak tarafından ESOGÜ Atatürk ve Gençlik Anıtı’na çelenk konulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.

Anıttaki törenin ardından ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde, ESOGÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi (ATAM) tarafından hazırlanan anma programına geçildi. Program Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız, Eskişehir Muharip Hava Kuvveti Komutanı ve Garnizon Komutanı Orgeneral Atilla Gülan, Eskişehir Milletvekilleri Harun Karacan ve Metin Nurullah Sazak, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, MSB 1. Hava Bakım Fabrika Müdürü Hv.Tuğg. Gürhan Ergürhan, Muharip Hava Kuvveti Komutanlığı Kurmay Başkanı Hv.Tuğg. Serhat Mehmet Orus, BHHM ve Müş. Kuv. Hv.(JFAC)K. Hv.Plt.Tuğg. Ertan Uzun, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Özel, ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, Eskişehir Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, Eskişehir Vali Yardımcısı Akın Ağca, Tepebaşı Kaymakamı Ahmet Önal, Odunpazarı Kaymakamı Ömer Ulu, Eskişehir İl Jandarma Komutanı J.Alb. Ercan Atasoy ve Eskişehir İl Emniyet Müdürü Yaman Ağırlar’ın da katılımlarıyla gerçekleşti.

Anma programında konuşan ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, Türk milletinin Ata’sına olan sevgi ve bağlılığını O’nu kalbinde yaşatarak ve “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet’in temel değer ve kazanımlarına sahip çıkarak göstermekte olduğunu kaydetti. Atatürk’ün bir önder ve bir yol gösterici olarak gönüllerde taht kurduğunu, ölümsüzleştiğini belirten Prof. Dr. Şenocak, 10 Kasım’ın Atatürk’ü anmanın yanı sıra O’nu anlamanın da tarihi olduğunu söyledi.  

Türk milletini sonsuz bir aşkla seven Atatürk’ün değişen dünya düzeninde canını hiçe sayarak bir milletin devlet kurmasına önderlik ettiğini dile getiren Prof. Dr. Şenocak, O’nun Toroslar’da keçisini otlatan bir Yörük için özgürlük, Hindistan’dan Afrika’ya milletler için bağımsızlık sembolü olduğunu ifade etti. Atatürk’ün devlet adamlığının yanı sıra binlerce yıllık Anadolu topraklarının yetiştirdiği bir düşünür olarak da adını dünyaya duyurduğunu ve bugün dünyanın her yerinde sevgi ve saygı ile hatırlandığını belirten Prof. Dr. Şenocak, bunun Atatürk’ün Doğu ile Batı’nın kesiştiği bu toprakların çocuğu olarak düşünsel senteze ulaşmayı başarmış bir lider olmasından kaynaklandığını söyledi.

Atatürk’ün, kültürel zenginliği Türkler’in kendi gerçekliği ile harmanlanmış ve zamanın ruhu ile uyumlu bir Türkiye yarattığını belirten Prof. Dr. Şenocak, Türkler’in Anadolu topraklarında tarihsel birikimleri sonucu hak ettikleri yere Atatürk sayesinde geldiğini ve O’nun sayesinde varlık göstererek çağdaş medeniyetler arasında boy gösterebildiğini kaydetti. Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk’ün kurmuş olduğu temeller üzerinde yükseldiğini ve açtığı yolda yürüdüğünü dile getiren Prof. Dr. Şenocak, “Ne mutlu ki bu topraklarda böyle bir liderin evlatları olarak varlık gösterebilmekteyiz” dedi.

Atatürk’ün saltanat düzenine son vererek Yeni Türkiye Devleti’nin kayıtsız şartsız egemenlik hakkını ülke vatandaşlarına vermiş bir devrimci olduğunu belirten Prof. Dr. Şenocak; Atatürk’ün bağımsız, özgür, bilimin yol göstericiliğini kabul eden, barışçıl, ilerici bir devlet adamı olarak Türkiye’nin çağdaş ülkeler seviyesinde yer almasını sağladığını kaydetti. Atatürk’ün en büyük arzusunun Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş uygarlıklar seviyesinin üzerine çıkarmak ve Türk milletini sonsuza kadar yaşatmak olduğunu belirten Prof. Dr. Şenocak, Atatürk’ün manevi mirasının bilim ve akıl olduğunu ve O’nun bu manevi mirası aklı ve ilim rehberliğini kabul eden gençliğe bıraktığını söyledi.

Prof. Dr. Kemal Şenocak gençliğe şekil veren bir üniversite olarak ESOGÜ’nün, Atatürk’ün bu mirasının bilincinde olarak topluma, bilime ve milli kalkınmaya katkı sağlamak için çalıştığını ve değerler ürettiğini ifade etti. Prof. Dr. Şenocak, ESOGÜ mensupları olarak ulusal ve uluslararası ölçekte tanınır, tercih edilir, saygın bir araştırma üniversitesi olma yolunda; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirme gayreti içerisinde olduklarını kaydetti. Prof. Dr. Kemal Şenocak, Türk gençliğinin istiklal mücadelesi sürecini ve bu süreçte yaşanan deneyimlerin heyecanını yüreklerde yaşatacağına, Atatürk’ü ve eserlerini daha iyi anlayıp özümseyerek aklın ve bilimin önderliğinde Güçlü Türkiye’yi çok daha büyük bir istikbale taşıyacağına inandığını söyledi.

Protokol konuşmasının ardından ESOGÜ ATAM Müdürü Doç. Dr. Volkan Marttin’in “Atatürk’ün Akla ve Bilime Verdiği Önem” konulu konferansı gerçekleşti. Tarihte saygın bir yer edinmiş yöneticilerin, liderlerin ortak özelliklerinden birinin de bilime ve sanata verdikleri önem olduğunu belirten Doç. Dr. Volkan Marttin, Atatürk’ün de mesleki anlamda bir bilim insanı olmamasına rağmen bilimle ilgilendiğini, hakikati aradığını ve Yeni Türk Devleti’nde akıl ve bilimi rehber edinecek bireylerin yetişmesini amaçladığını ifade etti.

Yetim kalan, dayısının ve teyzesinin yanında yaşayan Atatürk’ün, fakirlikle geçen çocukluk yıllarında eline iki kuruş geçse bunun bir kuruşunu kitaba harcadığını yıllar sonra “Paşam, sen Samsun’a bu kitaplarla mı çıktın?” sorusuna verdiği cevaptan bildiğimizi belirten Doç. Dr. Marttin, Atatürk’ün ümitsizliğe düşmeden hayatını hakikate adadığını kaydetti.

Atatürk’ün henüz liseli bir genç iken gizlice Selanik’te Firerler Okulu’ndan Fransızca dersi alarak yabancı dil meselesini çözdüğünü ve bu sayede yabancı dilde yazılmış eserleri okuma fırsatı yakaladığını belirten Doç. Dr. Marttin, Atatürk’ün Fransızca bilen yakın arkadaşı Ali Fethi Okyar ile Voltaire, Jean-Jacques Rousseau ve Montesquieu’den okumalar yaptığını söyledi. Atatürk’ün tam bir kitapsever olduğunun okuduğu kitapların sayısı ve alan çeşitliliğinden anlaşılabileceğini belirten Doç. Dr. Marttin, üstelik Atatürk’ün okuma eyleminin sayfaları hızlıca geçmek olmadığını, okumalarını derinlemesine ve bir bilim insanının gösterdiği hassasiyet ve sorgulayıcı yaklaşımla yaptığını kaydetti.

Aklın ve bilimin öne çıkışı sürecinin içinde fikirlerini olgunlaştıran, fikirler öne süren Komutan Atatürk’ün önce matematik sonra edebiyat, dil, tarih, arkeoloji gibi bilim sahalarına ilgi duyduğunu belirten Doç. Dr. Marttin, Devlet Adamı Atatürk’ün ise bu alanlardaki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve bizzat bu gelişmelere katkı sağlayarak bilimin kurumsallaşmasında büyük adımlar attığını kaydetti.

Doç. Dr. Volkan Marttin, Atatürk’ün “Benim manevi mirasım ilim ve akıldır” sözünün bilincinde olarak, 21’inci yüzyılda dahi varlığını sürdüren bilgisizliği ortadan kaldırmak adına yapılacak savaşta, O’nun akla ve bilime değer veren yaklaşımını takip ve tatbik etmenin esas olması gerektiğini ifade etti.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s